Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- İsrail kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, Netanyahu’nun ofisinde görev alan bazı sözcülerin, zorunlu güvenlik taramalarından geçmeden kritik pozisyonlara getirildiği belirlendi. Güvenlik kurumlarının iç değerlendirmelerinde bu durumun, devlet sırlarına erişim açısından “yüksek risk” taşıdığı ifade edildi. Skandal, İsrail’de zaten tartışmalı olan yönetim pratiğini yeniden mercek altına aldı.
Olayın açığa çıkmasının ardından başbakanlık ofisinde adeta alarm durumu ilan edildi. İletişim akışları yeniden düzenlendi, bazı personelin yetkileri geçici olarak askıya alındı ve geçmiş atamalar geriye dönük incelemeye alındı. İsrail basını, bu önlemlerin “hasar kontrolü” niteliği taşıdığına dikkat çekiyor.
Muhalefet cephesi ise yaşananları sıradan bir idari hata olarak görmüyor. Netanyahu’nun uzun süredir güvenlik söylemi üzerinden siyaset yaptığına işaret eden muhalifler, en hassas alanlardan biri olan başbakanlık ofisinde bu tür bir ihmalin kabul edilemez olduğunu savunuyor. “Güvenlik” kavramının dış politikada sert, iç yönetimde ise gevşek kullanıldığı eleştirileri giderek güçleniyor.
Direniş yanlısı ve eleştirel analistler, bu skandalın İsrail devlet aygıtındaki yapısal çelişkileri açığa çıkardığını belirtiyor. Bir yanda bölgeye sürekli tehdit diliyle yaklaşan, askeri operasyonları meşrulaştıran bir yönetim; diğer yanda kendi merkezinde temel güvenlik prosedürlerini ihlal eden bir idari pratik… Bu tablo, İsrail’in iddia ettiği “mutlak güvenlik devleti” imajını zedeliyor.
Güvenlik soruşturmalarının neden tamamlanmadan atamaların yapıldığı ise hâlâ net değil. Ancak kulislerde, Netanyahu’nun dar bir çevreyle çalışmayı tercih ettiği ve sadakatin, kurumsal prosedürlerin önüne geçtiği yorumları yapılıyor. Bu yaklaşımın, devlet mekanizmasını kişiselleştirdiği ve riskleri artırdığı vurgulanıyor.
Sonuç olarak Netanyahu’nun ofisinde patlak veren bu atama skandalı, yalnızca bir güvenlik ihlali değil; İsrail yönetim anlayışının kırılganlığını ortaya koyan bir işaret olarak okunuyor. Dışarıya karşı “demir kubbe” söylemiyle güç gösterisi yapan bir sistemin, içeride bu denli açık vermesi, hem içeride hem de uluslararası alanda soru işaretlerini büyütüyor.
yorumunuz